Sıcak veya kaynar sıvı dökülmesi, alevlerle temas ve güneş yanıkları, en yaygın görülen yanık türleri arasında bulunmaktadır. Bunların dışında, soğuk nedeniyle meydana gelen yanıklar da bulunmaktadır. Yanık, deri ile deri altındaki dokuların, sıcak bir maddeye temas etmesi, yanıcı özellikteki bir kimyasala maruz kalması veya radyasyona uğraması sonucu meydana gelen bir rahatsızlıktır.
Son derece rahatsız edici bir ağrı sürecidir. Deri yanığı oluştuğunda su birikmeye başlar. Bu su kabarcıkları, derinin yanık durumuna karşı gösterdiği bir tepkiyi temsil etmektedir. Sorunsuz bir iyileşme sağlamak için bu su kabarcıklarının bir şekilde patlatılmaması gerekmektedir. Oluşan su kabarcıklarının iyileşme süreci açısından önemi son derece büyüktür. Bu su kabarcıklarının içinde yoğun protein barındıran bir sıvı birikir. Bu sıvı, yanmış deri katmanını koruma işlevi görmektedir. Maruziyet durumunda cilt yanıkları için ne yapılmalıdır?
Yanık Meydana Geldiğinde Acil Olarak Yapılması Gerekenler
İlk olarak, yanık olmayan sağlıklı deri hücrelerinin korunması gerekmektedir. Bunun gerçekleşebilmesi için, yanmış alanın derhal soğutulması gerekmektedir. Yanık olan cilt, 10 ila 15 dakika boyunca soğuk suyun altında bekletilmelidir. Bu işlem sayesinde ağrınız azalacaktır. Lütfen yanan bölgeye buz koymayınız. Buz, yanmış alan üzerinde zarar oluşturuyor. Zira buz, ciltte yanığa neden olmaktadır. Soğuk nedeniyle meydana gelen yanıklar, cildin daha fazla hasar görmesine neden olabilmektedir.
Yanmanın verdiği acı ve panik yüzünden üzerinizdeki kıyafeti çıkarmaya çalışmayın. Alev alan alanı, giysinizle birlikte suyun altında tutun. Kıyafeti çıkartmaya çalışırken yanık bölgesinde sürtünme yaparak tablonun ağırlığını artırabilirsiniz.
Yanık olan kişiyi soğutup rahatlattıktan sonra giysilerini çıkarın, eğer mümkünse temiz bir gazlı bezle yaranın üzerini örtüp hastaneye yönelin. Yüksek su içeriğine sahip yanık örtülerinden faydalanmanız oldukça uygun bir tercih olacaktır. Evdeki ecza dolaplarında bulundurulması gereken en önemli eşyalardan biri yanık örtüleridir. Hastaneye giderken, yanığınızın üzerine bu yanık örtüsünü yerleştiriniz. Dereceli yanıkların tedavisinde son derece etkili bir yöntemdir. Yanık bölgesi, uygulanan tedavi sonrasında kesinlikle gözden geçirilmeli ve hijyenik bir şekilde tutulmalıdır. Peki, ciltteki yanıkların enfeksiyon kapmadan iyileşmesi için ne tür önlemler alınmalıdır?
Yanıkların Enfeksiyondan Korunması İçin Yöntemler
Yumurta akı, içerdiği yararlı proteinler, enzimler ve amino asitler sayesinde cildin hızla yeniden oluşmasına destek olmaktadır. Özellikle albümin isimli protein, cilt hücrelerinin yoğunlaşmasına ve yenilenmesine yardımcı olmaktadır. Yumurta akı, lizozim adlı antibakteriyel bir enzim içerdiği için enfeksiyon riskini düşürerek yanık alanın temiz kalmasına yardımcı olmaktadır. Yumurtanın akını yanmış olan bölgeye özenle sürün. Yumurta akı cildinizde kurudukça bu işlemi tekrarlayın. Bu işlemi birkaç kez tekrarlayın. Kurudukça meydana gelen katman, derinin nemini korumasına ve iyileşme sürecini desteklemesine imkan tanır.
Aloe vera bitkisi; aynı zamanda aloe vera yanığı bitkisi olarak bilinmektedir. Yanıklar üzerinde dikkate değer bir tesiri vardır. Jel bölümünde, cildin hızlı bir şekilde yenilenmesine katkıda bulunan bileşenler yer almaktadır. Bu maddeler arasında en belirgin olanlar aloezin ve acemannan isimli bileşiklerdir.
Acemannan, aloe vera bitkisinin hücreleri yenileme özelliğinden etkilenir ve bağışıklık sistemini teşvik ederek cilt yapısının yeniden oluşumuna yardımcı olur. Bunun yanı sıra, C vitamini, E vitamini ve selenyum gibi antioksidanlar da bulundurması sebebiyle, serbest radikallerin yol açtığı hücre hasarını azaltma özelliğine sahiptir. Bu bitki, içerik bakımından oldukça zengin olup gerçek bir doğa mucizesidir; yanık izine neden olmamaktadır. Aloe vera jeli, iltihap önleyici özelliği sayesinde şişlik ve kızarıklığı azaltır; bu sayede daha rahat bir iyileşme süreci sunar.
Yanık bölgesine jeli doğrudan sürün. Ancak belirtmek gerekir ki, aloe vera bitkisinin birçok farklı türü bulunmaktadır ve bu türlerin hepsi şifalı özelliklere sahip değildir. Barbadensis miller türü, tam olarak %100 besin değeri taşımaktadır.
