Cildimiz, vücudumuzun birçok organı arasında en hassas olanıdır. Ciltte meydana gelen tahrişlerin, bu hassasiyet nedeniyle oldukça basit bir şekilde gerçekleşebileceği gerçeği vardır. Aşırı sıcak, aşırı soğuk, darbe ya da küçük çizikler, görünüşte tehlikesiz olsalar da vücudumuzda birçok soruna yol açabilir. Yaz aylarının vazgeçilmez bir parçası olan güneşlenme, birçok kadın için tercih edilen bir bronzlaşma yöntemidir. Ancak, uzun süre güneşlenmek cildimizin ve alttaki deri tabakasının hasar görmesine sebep olabilmektedir. Güneşlenmenin doğru süresi, kadınlar, çocuklar ve erkekler için farklılık göstermektedir. Bunun yanı sıra, cilt yapınız da güneşlenme süresi açısından büyük bir öneme sahiptir. Hassas ve açık tenli bir cildiniz varsa, güneşlenme süreci sizin için oldukça zorlu ve acı verici bir deneyim olabilir.
Cilt Tipine Göre Güneşlenmek Nasıl Olmalıdır?
Eğer hassas bir cilde sahipseniz, açık ya da koyu tenli olmanız çok da önemli değildir. Her iki durumda da güneşlenirken güneş kremi kullanmadığınız takdirde cildiniz ciddi anlamda zarar görecektir. Güneş kremi uygulamanız, yanma riskinizi ortadan kaldırmaz; zira güneşte uzun süre kaldığınızda, cildiniz yine de kızaracak ve yanacaktır.
Eğer esmer bir ten renginiz varsa ve orta derecede hassas bir cilde sahipseniz, güneşlenmek sizin için biraz daha kolay olacaktır. Esmer tenli olmanız, güneşlenme konusunda önemli bir avantaj sunmaktadır. Esmer ciltler, açık tenlilere oranla koruma açısından daha az zorluk yaşayacaklardır. Dolayısıyla, "Güneşlenmek zararlı mı? " sorusuna yanıt bulma konusunda esmer tene sahip bireylerin durumu daha elverişlidir.
Açık tene ve çok hassas bir cilde sahip bireyler ise yaz boyunca zorlu bir süreç geçireceklerdir. Açık tenli kişiler, güneşin zararlı ışınlarından korunmak için yüksek SPF değerine sahip, en az 30 faktörlü güneş kremi kullanmalarını öneririm. Ayrıca, kullandıkları kremi bolca uygulamak yerine yeterli miktarda sürüp 1-2 saatte bir yenileyerek kullanmaları dikkat edilmesi gereken bir husustur. Sabah sürdüğünüz kremlerin etkisinin akşama kadar süreceğini düşünmemek gerekmektedir. Güneş ışınlarının yoğun olduğu öğle saatlerinde açık havada dolaşmak ya da yüzmek yerine gölgede kalmayı tercih etmeleri cilt sağlığı için oldukça önemlidir. Ayrıca, yüzme ve gezme aktivite zamanlarınızı sabah saatleri, akşam üzere ya da akşam saatlerine denk getirmeniz faydanıza olacaktır.
Güneşlenmenin Faydaları ve Zararları Nedir?
Güneşlenmek, vücudumuzda bulunan üst deri tabakasının atılmasına ve bu tabakanın altında yer alan yeni derinin ciltteki yerini almasına yardımcı olmaktadır. Güneşin yararlı ışıklarının yanı sıra zararlı ışınları da mevcuttur. Güneşin olumsuz etkilerinden korunmak amacıyla, güneşin zararlı ışınlarını engelleyen güneş kremlerinden faydalanmanız durumunda, vücudunuz zarar görmek yerine sağlıklı bir şekilde deri değiştirecektir. Güneşin bir diğer faydası, D vitamini sentezleyerek kemiklerin gelişimi ve güçlenmesine önemli katkılar sağlamasıdır.
Faydaları
D Vitamini Sentezi: Güneş ışınları, cildin D vitamini üretimini teşvik etmektedir. D vitamini, kalsiyum emilimi, kemik sağlığı ve bağışıklık sistemi açısından hayati öneme sahiptir.
Kemik Sağlığını Güçlendirme: Yeterli D vitamini seviyeleri, osteoporoz ve kemik kırıklarının önlenmesine katkıda bulunmaktadır.
Bazı Cilt Hastalıklarının Tedavisi: Doktor kontrolü altında, güneş ışığının sedef hastalığı ve egzama gibi bazı cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılabileceği belirlenmiştir.
Ruh Halini İyileştirme: Güneş ışığı, beyinde serotonin hormonunun salınımını tetikleyerek ruh halini iyileştirme potansiyeline sahip olup, depresyon belirtilerini azaltabilir.
Uyku Düzenini Sağlama: Güneş ışığı, vücudun sirkadiyen ritmini düzenleyerek daha iyi bir uyku kalitesine katkıda bulunabilir.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirme: D vitamini, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı daha dirençli olmasına yardımcı olabilmektedir.
Bazı Kanser Türlerine Karşı Koruyucu Etki: Bazı araştırmalar, yeterli D vitamini seviyelerinin kolon, meme ve prostat kanseri gibi bazı kanser türlerine karşı koruyucu olabileceğini ortaya koymaktadır.
Kan Basıncını Düşürme: Güneş ışınlarının nitrik oksit üretimini artırarak kan basıncını düşürme potansiyeline sahip olabileceği düşünülmektedir.
Zararları
Güneş Yanığı: Aşırı güneş ışığına maruz kalma, ciltte kızarıklık, ağrı ve kabarcıkların oluşumuna yol açan güneş yanığına sebep olabilmektedir.
Cilt Yaşlanması: Uzun süreli ve kontrolsüz güneşlenme, ciltte kırışıklıklar, lekeler ve elastikiyet kaybı gibi erken yaşlanma belirtilerinin meydana gelmesine neden olabilir.
Cilt Lekeleri: Güneş ışınları, ciltte melanin üretimini artırarak güneş lekelerinin (hiperpigmentasyon) oluşumunu tetikleyebilir.
Cilt Kanseri Riskinin Artması: En ciddi zararı, ultraviyole (UV) ışınlarının cilt hücrelerinde DNA hasarına neden olarak bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom ve melanom gibi cilt kanseri türlerinin riskini artırması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan güneş yanıkları, bu riski daha da artırma potansiyeline sahiptir.
Göz Sağlığı Sorunları: Uzun süre doğrudan güneş ışığına bakmak veya UV koruması olmayan güneş gözlükleri kullanmak, katarakt ve diğer göz hasarlarına yol açabilmektedir.
Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması: Aşırı UV ışınlarına maruz kalmak, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir.
Güneş Alerjisi: Bazı bireylerde güneş ışığına maruz kalma, alerjik reaksiyonların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Isı Çarpması: Uzun süreli güneş altında bulunmak, vücut ısısının tehlikeli seviyelere yükselmesine (Güneş çarpmasına) yol açabilir.
Güneşlenmek, dikkat edilmediği takdirde olumlu olmaktan oldukça uzaklaşır. Uzun yıllar boyunca güneşin zararlı ışınlarının ciltle aşırı temas etmesi, cildin yaşlanmasına neden olabilir. Ayrıca, bu zararlı ışınların cilde maruz kalması cilt yanıklarına yol açabilmektedir. Cilt yanıkları yeterince ciddiye alınmadığında ve tekrar güneşe çıkıldığında, cilt kanseri riskinin artacağı unutulmamalıdır.